present participle of kill

listen to the pronunciation of present participle of kill
English - Turkish

Definition of present participle of kill in English Turkish dictionary

killing
katletme
killing
{i} cinayet

Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor. - The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.

Aleksandr Piçuşkin'in cinayetlerinin çoğu 1992 ve 2006 yılları arasında Moskova'daki Bitsa Parkı'nda gerçekleşti. - Most of Alexander Pichushkin's killings took place in Moscow's Bitsa Park between 1992 and 2006.

killing
{i} ölüm

Bu bir ölüm makinesi. - This is a killing machine.

killing
komik/öldüren
killing
yalanlama
killing
adam öldürme
killing
yıpratıcı
killing
büyük kazanç
killing
{f} öldür

Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir. - Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.

Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti. - Tom confessed to killing Mary.

killing
(isim) öldürme, cinayet, ölüm, hayvan kesme, av, avlama
killing
{i} k.dili. vurgun, büyük kazanç
killing
büyük iş/öldürme
killing
çok
killing
{s} öldürücü

Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir. - Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.

killing
vurgun k
killing
{i} hayvan kesme
killing
kuvvetli
killing
{i} av
killing
dili çok güldürücü
English - English
killing