present participle of clothe

listen to the pronunciation of present participle of clothe
English - Turkish

Definition of present participle of clothe in English Turkish dictionary

clothing
giyim

Bu mağaza erkek giyimi sunmaktadır. - This shop carries men's clothing.

Buraya yakın bir giyim mağazası var mı? - Is there a clothing store near here?

clothing
{i} giysi

Bu dükkân kadın giysisi satar. - This shop deals in women's clothing.

Ben genellikle yerel bir mağazada giysi satın alırım. - I usually buy clothing at a local store.

clothing
(Askeri) melbusat
clothing
giysiler

Mary kışkırtıcı giysiler giyiyor. - Mary is wearing provocative clothing.

O sadece ikinci el giysiler alır. - She only buys second-hand clothing.

clothing
üzeri
clothing
giydirerek
clothing
elbiseler

Ben elbiselerimi mahvetmiyorum. - I'm not ruining my clothing.

Onlar kendi elbiselerini berbat etmediler. - They didn't ruin their clothing.

clothing
kıyafet

Her ikisi de koyu renk kıyafetler giymişti. - Both wore dark clothing.

Bu kıyafetler benim iş arkadaşımın, benim değil. - This clothing is my coworker's, not mine.

clothing
giyecek

Çocuklar yiyecek ve giyecek için ebeveynlerine bağlı. - Children depend on their parents for food and clothing.

Onlar yiyecek ve giyecek aldılar. - They took food and clothing.

clothing
{f} giydir
clothing
(Askeri) GİYECEK, GİYSİ
clothing
giyecek/kıyafet
clothing
giyim eşyası elbise
clothing
{i} elbise

O, elbisesini mahvediyor. - He's destroying his clothing.

Kötü hava yoktur, kötü elbise vardır. - There's no bad weather, there's bad clothing.

clothing
{i} giyim eşyası, giysiler, elbiseler
clothing
{f} giydir: prep.giydirerek
English - English
clothing
present participle of clothe
Favorites