present participle of carry

listen to the pronunciation of present participle of carry
English - Turkish

Definition of present participle of carry in English Turkish dictionary

carrying
{i} taşıma

Onları taşımak için yardıma ihtiyacım var. - I need help carrying them.

Onu taşımak için yardıma ihtiyacım var. - I need help carrying him.

carrying
taşımacılık
carrying
taşıyarak

Tom bir market çantası taşıyarak içeri girdi. - Tom came in carrying a grocery bag.

Tom üç şişe şarap taşıyarak odaya geldi. - Tom came into the room carrying three bottles of wine.

carrying
(Ticaret) nakletme
carrying
(Ticaret) nakliyat
carrying
{f} taşı

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor. - She is carrying a backpack on her back.

O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu. - He was carrying an umbrella under his arm.

carrying
{i} taşıyan

Askerler posta taşıyan trenleri korurdu. - The troops would protect trains carrying mail.

Alev makinesi taşıyan bir asker gördüm. - I saw a soldier carrying a flamethrower.

carrying
nakliye
English - English
carrying