present participle of bond

English - Turkish

Definition of present participle of bond in English Turkish dictionary
bonding: bağlantı
bonding: yapıştırma
bonding: aderans
bonding: (Pisikoloji, Ruhbilim) bağ kurma
bonding: topraklama
bonding: birleştirme
bonding: bağlayarak
bonding: bağlayan
bonding: bağlantı yapma
bonding: yapıştırma işlemi
bonding: bağlanma
bonding: birbirine bağlanma
bonding: {i} bağlama
bonding: bağla
bonding: {f} bağla: pr
bonding: (Askeri) BAĞLAMA, BİRLEŞTİRME: Elektrik mühendisliğinde doğru akım ve alçak frekans alternatif akımların alçak direnç elektrik kontağı yapması için metal parçaları birbirine birleştirme işlemi. Ayrıca bakınız: "earthing, grounding"
bonding: {f} bağla: prep.bağlayarak
bonding: EKLEME
bonding: {i} bağ

English - English

Definition of present participle of bond in English English dictionary: bonding

present participle of bond

Hyphenation

pres·ent par·ti·ci·ple of bond

History

Favorites