English - Turkish
Definition of present at an abstract level but not realized in the data in English Turkish dictionary
- zero
- {s} sıfır
Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
-It is ten degrees below zero now.
2010 sayısında iki tane sıfır vardır.
-There are two zeros in the number 2010.
- zero
- mutlak sıfır noktası
- zero
- (Dilbilim) boş
- zero
- en aşağı nokta
- zero
- (Askeri) HAVA TESİRLERİNİN GİDERİLMESİ: Belirli bir mesafede, merminin normal hava şartları dahilinde, hedefin tam ortasına isabetini sağlayacak rüzgar düzeltmesi için yapılan nişangah tanzimi
- zero
- {i} sıfır. f
- zero
- {s} hiç
Hiç kimse o testten sıfır almadı.
-Nobody got zero in that test.
- zero
- zero hour ask
- zero
- {i} hiçlik
- zero
- (Sosyoloji, Toplumbilim) yazının sıfır derecesi [barthes]
- zero
- {f} sıfırlamak
- zero
- bir ölçek üzerinde başlangıç noktası
- zero
- bir nokta gibi
- zero
- {i} sıfır noktası
- zero
- (fiil) sıfırlamak, sıfıra ayarlamak
- zero
- aynı zamana rastlamak için ayarlamak
- zero
- zero in on belirli bir hedefe ayarlamak
Related Terms
English - English
Definition of present at an abstract level but not realized in the data in English English dictionary
- zero
present at an abstract level but not realized in the data
Hyphenation
pres·ent at an ab·stract lev·el but not re·al·ized in the da·taTurkish pronunciation
prizent ät ın äbsträkt levıl bʌt nät riılayzd în dhi deytıPronunciation
/prēˈzent ˈat ən abˈstrakt ˈlevəl ˈbət ˈnät ˈrēəˌlīzd ən ᴛʜē ˈdātə/ /priːˈzɛnt ˈæt ən æbˈstrækt ˈlɛvəl ˈbʌt ˈnɑːt ˈriːəˌlaɪzd ɪn ðiː ˈdeɪtə/
Resimler
Favorites