Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
- The dark night of the soul is death in the midst of life.
Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
- Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Dersin ortasında konuşma.
- Don't speak in the middle of a lesson.
Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur.
- There is no middle ground between these two options.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
- The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.
Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
Konuşmasının ortasında bayıldı.
- He fainted in the midst of his speech.