prensipsiz

listen to the pronunciation of prensipsiz
Turkish - English
unprincipled
unscrupulous
prensip
principle

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

He remained steadfast to his principles. - O prensiplerine sadık kaldı.

prensip
{i} guideline
prensip
{i} rule

I make it a rule to study math every day. - Her gün matematik çalışmayı prensip edinirim.

He makes it a rule never to speak ill of others. - Başkaları hakkında kötü konuşmamayı kendisine prensip olarak benimsemektedir.

prensip
principal
prensip
{i} basis
prensip
policy
prensip
tenet
prensip
doctrine
prensip
basic
prensip
standing rule
prensip
dictate
prensip
principle ilke
prensip
(Hukuk) basis, principle
prensipsiz
Favorites