Yerinde olsam, muhtemelen aynı şeyi yapardım.
- In your position, I'd probably have done the same thing.
Burada iş yerinde küçük bir sorunum var.
- I have a little problem here at work.
Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.
GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir.
- Products with GMO are dangerous to human life.
Profesör Rosa'nın yerine geçen öğretmen Arjantinlidir.
- The teacher who substituted for professor Rosa is from Argentina.
O, teklifin lehinde oy verdi.
- He voted for the proposal.
O, teklifin lehindeydi.
- He was in favor of the proposition.
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
Hiçbir kadın fahişe olarak doğmaz.
- No woman is born a prostitute.
Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.
- Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!
O, eğitimin yanında temel sorundur.
- That is the principle problem next to education.
Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
- The problem is that Tom doesn't want to sit near Mary.