Her şey boş, bomboş, bomboş!” diyor Vaiz.
- Vanity of vanities, saith the Preacher, vanity of vanities; all is vanity.
O, genç vaizin vaazını dinledi.
- She listened to the young preacher's sermon.
Vaaz vermek uygulamaktan daha kolaydır.
- To preach is easier than to practice.
Vaaz vermek uygulamaktan daha kolaydır.
- To preach is easier than to practice.
Tanrı'nın Sözü'nü küçük bir grup imanlıya vaaz ediyor.
- He was preaching God's Word to a small group of believers.