Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

pratiklik

listen to the pronunciation of pratiklik
Turkish - English
gumption
practicality
practicability
pratik
{s} practical

His ideas are always practical. - Onun fikirleri her zaman pratiktir.

His idea is practical. - Onun fikri pratiktir.

pratik
{i} practice

In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is. - Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.

Tom told Mary to practice her tuba somewhere else. - Tom Mary'ye tubasını başka bir yerde pratik yapmasını söyledi.

pratik
{s} convenient
pratik
experience

Tom has no practical experience. - Tom'un hiçbir pratik deneyimi yoktur.

pratik
practical experience
pratik
banausic
pratik
in-
pratik
down to earth
pratik
workaday
pratik
pragmatic
pratik
handy
pratik
operable
pratik
functional
pratik
{i} practise

Tom practised his speech in front of the mirror. - Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.

He usually wants to practise his English on me. - O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor

Pratik
practic
pratik
pratic
pratik
practical, handy; applied; application, practice; practical experience/skill/knowledge
pratik
practical experience; practical knowledge; practical skill
pratik
practical, pragmatic, down-to-earth, sensible
pratik
rough and ready
pratik
applied
pratik
businesslike
pratik
practical, handy, useful
pratik
praxis
pratik
practical, capable of being put into practice in everyday life
pratik
application, practice, putting into practice, carrying out
pratik
exercitation
pratik
pragmatical
pratik
active
Turkish - Turkish
Pratik olma durumu
Pratik
kılgın
Pratik
ameli
pratik
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerinin, kurallarının uygulanışı, kılgı, uygulama, tatbik, ameliye
pratik
Bir şeyi yapma yöntemi veya biçimi, teamül
pratik
Teoriye dayanmayan, davranış ve uygulama ile ilgili olan, kılgılı, uygulamalı, tatbikî, amelî
pratik
Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı: "Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı."- R. N. Güntekin
pratik
Tatbiki, ameli
pratik
Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı
pratik
Kullanışlı