Öğretmen tarafından övüldün mü?
- Were you praised by the teacher?
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
Hiç kimse ülkemi övmek istemedi.
- Nobody wanted to praise my country.
Hiç kimse benim ülkemi övmek istemiyor.
- Nobody wants to praise my country.
Tom övgüye değer seçildi.
- Tom was singled out for praise.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
- Praise stimulates students to work hard.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
- Praise stimulates students to work hard.
Övüldüğümüz zaman güven kazanırız.
- When we are praised, we gain confidence.
Patronum çok çalışmam için beni methetti.
- My boss praised me for my hard work.
O, bir taraftan raporumu methetti diğer taraftan onu eleştirdi.
- On one hand he praised my report, but on the other hand he criticized it.
Senatörler benim hareketimi övüyorlardı.
- The senators will praise my act.
Silvia'nın onu övmeyen sert bir babası vardı.
- Silvia had a stern father who never praised her.
Hiç kimse ülkemi övmedi.
- Nobody praised my country.