Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
- Hand washing is one way to control bacteria.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
- Some things in life are beyond our ability to control.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourself.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Her şeyim denetim altında.
- I have everything under control.
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
- Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.