Hangi koltukları istiyorsunuz?
- Which seats do you like?
Erken geldi,bu yüzden iyi bir koltuk buldu.
- He came first. Therefore he got a good seat.
Afedersiniz, bu sandalye dolu mu?
- Excuse me, is this seat taken?
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Tom Mary'ye bir yer ayırdı.
- Tom saved Mary a seat.
Beni yerime götürdüler.
- I was ushered to my seat.