Definition of post- in English Turkish dictionary
- (önek) sonra
- sonra
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Savaştan döndükten sonra birçok asker travma sonrası stres sendromu belirtileri gösteriyor.
- After returning from war, many soldiers show signs of post-traumatic stress syndrome.
- <span class="word-self">postspan>
- postalamak
Mektubu postalamak için postaneye gitti.
- He went to the post office to mail the letter.
Tom bir mektup postalamak için postaneye gitti.
- Tom went to the post office to mail a letter.
- <span class="word-self">postspan> office
- postane
Yakında bir postane var.
- There is a post office close by.
Mektubu yazar yazmaz postaneye koşacağım.
- As soon as I have written the letter I will rush to the post office.
- behind
- {e} ardındaki
Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
- behind
- arkaya
- <span class="word-self">postspan>
- posta
Evimin önünde bir postane var.
- There is a post office in front of my house.
Oğluma mektupları postalattım.
- I got my son to post the letters.
- behind
- geriye
Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü.
- Tom heard a noise behind him and turned around.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris risks falling behind in the science class.
- <span class="word-self">postspan>
- direk
- behind
- geride
Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
- This is why Tatoeba is multilingual. But not that kind of multilingual. Not the kind where languages are simply being paired up together, and where some pairs are left behind.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- behind
- arkada
Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.
- Mary walked first, and Tom came behind.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
- behind
- arkadan
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
- behind
- gerisinde
O metotlarında zamanın gerisindedir.
- He's behind the times in his methods.
Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
- You are ten minutes behind the appointed time.
- behind
- (İnşaat) arkasında
Bahçe evin arkasında.
- The garden is behind the house.
Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.
- There was a large garden behind the house.
- <span class="word-self">postspan>-free
- posta verginsiz
- <span class="word-self">postspan>-acquisition
- edinim sonrası
- <span class="word-self">postspan>-autistic
- post otistik
- <span class="word-self">postspan>-burn scar
- yanık sonrası oluşan sıkar dokusu
- <span class="word-self">postspan>-calving
- (Hayvan Bilim, Zooloji) Buzağılama Sonrası
- <span class="word-self">postspan>-closing
- Kapanış sonrası
- <span class="word-self">postspan>-college
- kolej sonrası eğitim
- <span class="word-self">postspan>-colonial
- Sömürge sonrası, sömürge dönemi sonrası
- <span class="word-self">postspan>-concussive
- şok sonrasına ilişkin
- <span class="word-self">postspan>-crash
- iflas sonrası
- <span class="word-self">postspan>-delivery
- teslimat sonrası
- <span class="word-self">postspan>-doctoral
- post-doktora
- <span class="word-self">postspan>-evaluation
- değerlendirme sonrası
- <span class="word-self">postspan>-fordism
- (Ekonomi) Esnek birikim: Kapitalist dünyayı 1970’lerden beri yakından inceleyen araştırmacıların çoğu kapitalist üretim örgütlenmesini, tüketim ve birikimde önemli bazı şeylerin oluştuğunu belirtmektedir. Genellikle “post-fordizm”, “esnek uzmanlaşma” ve “esnek birikim” terimleriyle ifade edilen bu değişikliklerin doğası ile ilgili tartışmalar “esneklik” düşüncesine yakınlaşma eğilimindedir
- <span class="word-self">postspan>-glacial
- (Jeoloji) Buzul devri sonrası
- <span class="word-self">postspan>-graduate
- lisansüstü
- <span class="word-self">postspan>-hoc
- bkz. post hoc
- <span class="word-self">postspan>-imperial
- imparatorluk sonrası
- <span class="word-self">postspan>-industrial
- Ekonomilerinde artık ağır sanayiye ağırlıklı olarak ihtiyaç duymayan
- <span class="word-self">postspan>-installed
- kurulum sonrası
- <span class="word-self">postspan>-mortem
- Ölüm sonraki, öldükten sonraki, öldükten sonra yapılan
- <span class="word-self">postspan>-mortem
- Öldükten sonraki, öldükten sonra yapılan
- <span class="word-self">postspan>-multiplication
- Son çarpan
- <span class="word-self">postspan>-nasal drip
- Geniz akıntısı
- <span class="word-self">postspan>-op
- ameliyat sonrası
- <span class="word-self">postspan>-paid
- posta ücreti ödenmiş
- <span class="word-self">postspan>-production
- Film yapımcılığında kayıtdan sonraki üreetim aşaması
- <span class="word-self">postspan>-purchase
- post-satın alma
- <span class="word-self">postspan>-reading
- Okuma sonrası
Post-reading activities in classroom.
- <span class="word-self">postspan>-sale
- (Pazarlama) Satış sonrası
- <span class="word-self">postspan>-tension
- son germe
- <span class="word-self">postspan>-tensioned concrete
- (İnşaat) Art gerilmeli beton
- <span class="word-self">postspan>-training
- Eğitim sonrası
- <span class="word-self">postspan>-transcriptionally
- rna sentezitamlandiktan sonra protein sentezinin kontrol edilmesi.yani hatasız protein sentezi için protein sentezi başlamadan önceki kontrol
- <span class="word-self">postspan>-translational
- post-translasyonel
- <span class="word-self">postspan>-traumatic stress disorder
- (Tıp, İlaç) Tıravma sonrası sitres bozukluğu
- <span class="word-self">postspan>-treatment
- tedavi sonrası
- <span class="word-self">postspan>-war
- Savaş sonrası
Savaş sonrası dönemde, İmparator Showa 1975 yılına kadar Yasukuni Tapınağında toplam 8 kez dua etti.
- In the post-War period, up until 1975, Emperor Showa prayed at the Yasukuni Shrine a total of 8 times.
- <span class="word-self">postspan>
- sonrası
Doğum doktorluğu, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.
- Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period.
Modern sonrası tesislerin eksikliği birçok nakliyatçılar için sıkıntıya neden oldu.
- The lack of modern post facilities caused trouble for many shippers.
- <span class="word-self">postspan>
- sonra
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı.
- The book was published posthumously.
- behind
- {i} kıç (Argo)
- hold the <span class="word-self">postspan>
- İş sahibi olmak, işle ilgili bir konumda bulunmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} posta ile göndermek
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} kurye
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} küçük ticaret merkezi
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} kolon
Köprü on kolonla destekleniyor.
- The bridge is supported by 10 posts.
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} iş
İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
- When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
Tom işleri her zaman erteliyor.
- Tom is always postponing things.
- door <span class="word-self">postspan>
- kapı dikmesi
- <span class="word-self">postspan>
- vazifelendirmek
- <span class="word-self">postspan>
- {i} sütun
Başını bir sütuna çarptı.
- He bumped his head against a post.
- <span class="word-self">postspan>
- ahşap dikme
- <span class="word-self">postspan>
- (Ticaret) -den sonra
- <span class="word-self">postspan>
- {f} (ilan) yapıştırmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} 1. koymak, yerleştirmek. 2
- <span class="word-self">postspan>
- atamak
- <span class="word-self">postspan>
- postayla göndermek
- <span class="word-self">postspan>
- mektup
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please remember to post the letters.
Oğluma mektupları postalattım.
- I got my son to post the letters.
- <span class="word-self">postspan>
- {f} ilan etmek
- I'd rather <span class="word-self">postspan> as guest
- ziyaretçi olarak postalamayı tercih ederim
- advance <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) ileri gözetleme yeri
- bounce off the goal <span class="word-self">postspan>
- (Spor) direkte patlamak
- bounce off the goal <span class="word-self">postspan>
- (Spor) direğe takılmak
- bounce off the goal <span class="word-self">postspan>
- (Spor) direkten dönmek
- by return of <span class="word-self">postspan>
- ilk posta ile
- by return of <span class="word-self">postspan>
- ilk posta ile cevap
- by return <span class="word-self">postspan>
- ilk posta ile
- crown <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) çatı babası
- drill <span class="word-self">postspan>
- matkap desteği
- ex <span class="word-self">postspan>
- (Kanun) meydana gelen
- ex <span class="word-self">postspan> facto
- makabline şamil
- from pillar to <span class="word-self">postspan>
- oradan oraya
- gate <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) kapı sövesi
- guard <span class="word-self">postspan>
- sancak
- guide <span class="word-self">postspan>
- yol yanı doğrultu babası
- incident command <span class="word-self">postspan>
- olay komuta mahalli
- king <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) çatı merteği
- low <span class="word-self">postspan>
- (Spor) alçak post
- military <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) garnizon
- mooring <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) palamar babası
- newel <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) tırabzan babası
- observation <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) gözetleme noktası
- official <span class="word-self">postspan>
- memuriyet
- <span class="word-self">postspan>
- vazife
- <span class="word-self">postspan>
- (Havacılık) mahalli
- <span class="word-self">postspan>
- orun
- <span class="word-self">postspan>
- kaydetme
- <span class="word-self">postspan>
- (Aydınlatma) iğne
- <span class="word-self">postspan>
- (Havacılık) payanda
- <span class="word-self">postspan>
- (Denizbilim) bodoslama
- <span class="word-self">postspan>
- (Tıp) post
- <span class="word-self">postspan>
- kol
Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.
- Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto.
Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
- I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
- <span class="word-self">postspan>
- yapıştırmak (ilan)
- <span class="word-self">postspan>
- (Otomotiv) kutup başı
- <span class="word-self">postspan>
- görevlendirmek
- <span class="word-self">postspan>
- polis noktası
- <span class="word-self">postspan>
- hizmet
Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
- Postal services are a government monopoly.
Pazar günü posta hizmeti var mı?
- Is there postal service on Sunday?
- <span class="word-self">postspan>
- görev
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- It will take her at least two years to be qualified for that post.
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
- <span class="word-self">postspan>
- acele
- <span class="word-self">postspan>
- destek
- <span class="word-self">postspan>
- dikmek (nöbetçi)
- <span class="word-self">postspan>
- aktarmak (kayıt)
- <span class="word-self">postspan>
- (Ticaret) görev yeri
- <span class="word-self">postspan>
- asmak (afiş)
- <span class="word-self">postspan>
- yerleştirmek (asker)
- <span class="word-self">postspan>
- yerleştirmek
- <span class="word-self">postspan> cibos
- (Tıp) yemeklerden sonra
- <span class="word-self">postspan> dated
- (Kanun) ileri tarih taşıyan
- <span class="word-self">postspan> day
- (Ticaret) posta günü
- <span class="word-self">postspan> dose
- (Tıp) doz sonrası
- <span class="word-self">postspan> edit
- (Bilgisayar) son biçimleme
- <span class="word-self">postspan> error
- (Bilgisayar) gönderme hatası
- <span class="word-self">postspan> facto
- sonradan
- <span class="word-self">postspan> hole
- Mesaj delik
- <span class="word-self">postspan> mark
- posta pulu
- <span class="word-self">postspan> modern
- postmodern
- <span class="word-self">postspan> news
- (Bilgisayar) haber postala
- <span class="word-self">postspan> office protocol
- (Askeri,Bilgisayar) posta ofisi protokolü
- <span class="word-self">postspan> office protocol
- posta iletişim kuralı
- <span class="word-self">postspan> reply
- (Bilgisayar) yanıt gönder
- <span class="word-self">postspan> sight
- (Askeri) çubuk arpacık
- <span class="word-self">postspan> text
- (Bilgisayar) metni postala
- <span class="word-self">postspan> to
- (Bilgisayar) postala
- <span class="word-self">postspan> war
- (Askeri) harp sonrası
- <span class="word-self">postspan> war
- (Askeri) harp ertesi
- <span class="word-self">postspan>-traumatic
- (Tıp) post-travmatik
- pre and <span class="word-self">postspan>
- öncesi ve sonrası
- remove from a <span class="word-self">postspan>
- el çektirmek
- report <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) ihbar postası
- rush from pillar to <span class="word-self">postspan>
- (deyim) mekik dokumak
- sentry <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) nöbet yeri
- set up a <span class="word-self">postspan>
- direk dikmek
- stem <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) baş bodoslaması
- stern <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) dümen bodoslaması
- swing <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) döndürme mihveri
- trading <span class="word-self">postspan>
- ticaret merkezi
- vacant <span class="word-self">postspan>
- (Kanun) münhal
- air <span class="word-self">postspan>
- uçak postası
- behind
- in gerisinde
- by <span class="word-self">postspan>
- posta ile
- deaf as a <span class="word-self">postspan>
- tamamen sağır
- easy to <span class="word-self">postspan>
- yapıştırması kolay
- give a <span class="word-self">postspan>
- destek ver
- given a <span class="word-self">postspan>
- destek ver
- go from pillar to <span class="word-self">postspan>
- mekik dokumak
- inductive <span class="word-self">postspan>
- endüktif post
- local <span class="word-self">postspan> office
- mahalli postane
- military <span class="word-self">postspan>
- kışla
- per <span class="word-self">postspan>
- postayla
- <span class="word-self">postspan>
- (adam) göndermek
- <span class="word-self">postspan>
- postaya atmak
- <span class="word-self">postspan>
- garnizon
- <span class="word-self">postspan>
- (yarışta) başlama/bitiş çekidi
- <span class="word-self">postspan>
- nöbet
- <span class="word-self">postspan>
- {f} postala
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please remember to post the letters.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
- <span class="word-self">postspan>
- tayin etmek
- <span class="word-self">postspan>
- sakçı çekidi
- <span class="word-self">postspan>
- kazık
- <span class="word-self">postspan>
- dikmek
- <span class="word-self">postspan>
- koymak
- <span class="word-self">postspan>
- karakol
- <span class="word-self">postspan>
- kışla
- <span class="word-self">postspan> box
- posta kutusu
- <span class="word-self">postspan> exchange
- ordu kooperatifi
- <span class="word-self">postspan> office
- postahane
Köşe başında postahane vardı.
- There used to be a post office on the corner.
Evimin önünde bir postahane var.
- There is a post office in front of my house.
- <span class="word-self">postspan> road
- posta yolu
- registered <span class="word-self">postspan>
- taahhütlü posta
- signal <span class="word-self">postspan>
- işaret direği
- stern <span class="word-self">postspan>
- kıç bodoslaması
- behind
- geç
Otobüs on dakika geç kaldı.
- The bus arrived ten minutes behind time.
İlk otobüs on dakika geç hareket edecek.
- The first bus will leave 10 minutes behind time.
- <span class="word-self">postspan>
- -sonrası
post game - oyun sonarsı.
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} mektup [brit.]
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} nöbet yeri
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} nokta
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} yer
Doğrudan eve gelme yerine uzun bir yol yürüdüm ve postanenin yanında durdum.
- Instead of coming directly home, I took the long way and stopped by the post office.
Postanede, posta gideceği yere göre sınıflandırılır.
- In the post office, mail is classified according to the place where it is to go.
- behind
- geri kalmış
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
- behind
- {e} ardından
Diğerlerinin ardından kötü konuşmamalısın.
- You must not speak ill of others behind their backs.
Güneş bulutların ardından çıktı bile.
- Even the sun popped out from behind the clouds.
- behind
- behindhand z
- behind
- zamana ayak uyduramamak
- behind
- borca batmış
- behind
- dili kıç
- behind
- be behind the times geri kafalı olmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} yerleştirmek [ask.]
- <span class="word-self">postspan>
- {f} bilgi vermek
- <span class="word-self">postspan>
- {f} geçirmek (kayıt)
- <span class="word-self">postspan>
- {f} aydınlatmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} afişle ilan etmek
- <span class="word-self">postspan>
- {f} afişe etmek
- <span class="word-self">postspan>
- kışla/posta/direk
- <span class="word-self">postspan>
- (kayıtları) günlük defterden ana
- <span class="word-self">postspan>
- {i} yabancıların kurduğu alışveriş yeri
- <span class="word-self">postspan>
- (power ON SELF TEST) otomatik sınama
- <span class="word-self">postspan>
- postane. f
- <span class="word-self">postspan>
- pref. sonraki
- <span class="word-self">postspan>
- (Diş Hekimliği) sonra, arkasında anlamında
- <span class="word-self">postspan>
- önek sonra
- <span class="word-self">postspan>
- İng. postalamak, postaya vermek
- <span class="word-self">postspan>
- adını listeye koymak
- <span class="word-self">postspan>
- yapıştırmak afişlerle ilan etmek
- <span class="word-self">postspan>
- kusurlarını açığa vurmak
- <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) DİKME: Köprüde tabanlı dikme ayaklarda dikme kısmı
- <span class="word-self">postspan>
- geciktiğini veya battığını ilan etmek
- <span class="word-self">postspan>
- {i} ordugâh
- <span class="word-self">postspan>
- {f} ilan yapıştırmak
- <span class="word-self">postspan>
- sonraki
Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.
- He postponed leaving for Hokkaido until next month.
Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
- Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.