possessing sorrow or regret

listen to the pronunciation of possessing sorrow or regret
English - Turkish

Definition of possessing sorrow or regret in English Turkish dictionary

sorry
üzgün

Geç kaldığım için üzgünüm. - I'm sorry I'm so late.

Üzgünüm, seni seviyorum. - I'm sorry, I love you.

sorry
afedersiniz

Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim. - Sorry. I didn't mean to bother you.

sorry
afedersin

Afedersin, ama bana biraz yardım edemez misin? - Sorry, but can't you help me a little?

Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim. - Sorry. I didn't mean to bother you.

sorry
(Bilgisayar) pardon
sorry
müteessir
sorry
esef etmek
sorry
gamlı
sorry
{s} saçma
sorry
eseflenmek
sorry
kepaze
sorry
{s} sudan
sorry
yerinmek
sorry
berbat

Berbat Fransızcam için özür dilerim. Ben hala başlangıç düzeyindeyim. - I'm sorry for my terrible French. I'm still a beginner.

sorry
üzgün olmak

Üzgün olmaktansa güvende olmayı tercih ederim. - I'd rather be safe than sorry.

Üzgün olmak için hiçbir neden yok. - There is no reason for being sorry.

sorry
kötü

Sen ve Tom hakkında böylesine kötü şeyler söylediğime üzgünüm. - I'm sorry that I said such mean things about you and Tom.

Kötü bir zamanda beni aradın. Üzgünüm, meşgulüm. - You called me at bad time. Sorry, I'm busy.

sorry
affedersiniz

Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım. - I'm sorry, but I didn't catch what you said.

Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım? - I'm sorry, did I do something wrong?

sorry
maalesef

Maalesef bu video artık mevcut değil. - We're sorry but this video is no longer available.

Maalesef babam burada değil. - I'm sorry, my father's not here.

sorry
acınacak
sorry
{s} acınacak halde
English - English
sorry
possessing sorrow or regret

    Hyphenation

    possessing sor·row or re·gret

    Turkish pronunciation

    pızesîng särō ır rıgret

    Pronunciation

    /pəˈzesəɴɢ ˈsärō ər rəˈgret/ /pəˈzɛsɪŋ ˈsɑːroʊ ɜr rəˈɡrɛt/
Favorites