Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Konserde çok fazla kişi vardı.
- There were too many people at the concert.
Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi?
- You know many interesting places, don't you?
Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim.
- I learned many of Takuboku's poems by heart.
O bir yığın dil konuşmaz.
- She does not speak many languages.
Gemide bir yığın fare var.
- There are many rats on the ship.
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
- He received a good many letters this morning.
Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.
- A grasshopper and many ants lived in a field.
Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir.
- Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.
Onların birçoğu acıydı.
- Many of them were bitter.
Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.
- Many have long suffered oppression and hardship under colonialism.
O otobüs günde kaç kez çalışır?
- How many times a day does that bus run?
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
Polinom zamanında bu problemi çözebilecek bir algoritma henüz bulunmadı.
- No algorithm that can solve this problem in polynomial time has been found yet.
Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
- The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
- Many of the workers died of hunger.
Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır?
- How many kids named Tom are in your class?
Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun?
- How many people do you know named Tom?
Çok dil bilen biri olmanızı gerektirmiyor.
- It doesn't require you to be a polyglot.
Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.
- The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it.
Polinom zamanında bu problemi çözebilecek bir algoritma henüz bulunmadı.
- No algorithm that can solve this problem in polynomial time has been found yet.
O, sizin poliglot olmanızı gerektirmez.
- It doesn't require you to be a polyglot.
poly bag.
a cotton-poly blend.