Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
Japonlar ne zaman parlatılmış pirinç yemeye başladılar?
- When did the Japanese start eating polished rice?
Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.
- His assistant polished his shoes.
Erkek kardeşim gümüşü parlattı.
- My brother polished the silver.
Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
Tom'un ayakkabılarını cilaladım.
- I polished Tom's shoes.
Ayakkabılar cilalanmalı.
- The shoes need to be polished.
Ona ayakkabılarımı cilalattım.
- I got him to polish my shoes.
Onun arabasının güzel bir cilası var.
- Her car has a nice polish.
Tom ayakkabılarını cilalamak istedi.
- Tom wanted to polish his shoes.
Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
- Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
Rusça, Lehçe, Çekçe ve Bulgarca gibi dillerin ortak Slav kökenleri vardır.
- Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
Polonyalı bir bayanla evlendim.
- I am married to a Polish woman.
Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.
- Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.
Tom ayakkabılarını parlatmamı istedi.
- Tom asked me to polish his shoes.
Bir kirpiyi parlatmanın yolu yok.
- There's no way to polish a hedgehog.
Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
- Susan polished her father's shoes.
Erkek kardeşim gümüşü parlattı.
- My brother polished the silver.
Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.
- You should polish your shoes before you go to the party.
Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını cilalamayı unutma.
- Don't forget to polish your shoes before you go out!
Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.
- In fact, Marie Curie is Polish, not French.
Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.
- Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.
a polished performance.
polished shoes.
He polished up the chrome until it gleamed.
The lecturer showed a lot of polish at his last talk.
A good silver polish will remove tarnish easily.
The floor was waxed to a high polish.