Sadece birkaç potansiyel sorunu belirtmek istiyorum.
- I'd just like to point out a few potential problems.
Hesabının yanlış olduğunu belirtmek istiyorum.
- I beg to point out that your calculation is wrong.
Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.
- I'd like to point out some problems regarding your suggestion.
Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.
- Love your enemies, for they point out your mistakes.
Sadece birkaç potansiyel sorunu belirtmek istiyorum.
- I'd just like to point out a few potential problems.
Biz başlamadan önce, bir şey kırmamak için çok dikkatli olmamız gerektiği konusunda herkesin dikkatini çekmek istiyorum.
- Before we begin, I'd just like to point out to everyone that we have to be very careful not to break anything.
Üzgünüm ama birkaç hataya dikkat çekmek istiyorum.
- Sorry, but I want to point out a few errors.
Onun bürosunu bulmak kolaydı.
- Finding her office was easy.
Onun ofisini bulmak kolaydı.
- It was easy to find his office.
Onun ofisini bulmak kolaydı.
- It was easy to find his office.
Onun ofisini bulmak kolaydı.
- Finding his office was easy.
O eski kitap gerçek bir keşiftir.
- That old book is a real find.
Benim bulgularım durumun böyle olmadığını gösteriyor.
- My findings suggest that that is not the case.
O bulgular benim kendi gözlemlerimle eşleşiyor.
- Those findings match my own observations.
Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.
- The coffee has got to be as hot as a girl's kiss on the first date, as sweet as those nights in her arms, and as dark as the curse of her mother when she finds out.
Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Ann, bir iş bulamıyor.
- Ann can't find a job.
Fadıl'ın, çocuklarına bakmak için bir iş bulması gerekiyordu.
- Fadil needed to find a job to support his children.
Sami'nin, çocuklarına bakmak için bir iş bulması gerekiyordu.
- Sami needed to find a job to support his children.
I would just like to point out that we need to finish our meeting by 9 o'clock.
She pointed out the two drummers in the class.
1. He was always very keen to point out my mistakes.
2. The murder was obviously well planned, as the inspector had pointed out.
... in on this quickly, please? OBAMA: Katherine, I just want to point out ...
... So I want to bring one point out which repeatedly comes up ...