plural of time

listen to the pronunciation of plural of time
English - Turkish

Definition of plural of time in English Turkish dictionary

times
kere

Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı. - Tom has told me that same joke more than ten times.

Beş kere beş yirmi beştir. - Five times five is twenty-five.

times
defa

Savaş alanında defalarca kefeni yırttı. - He cheated death many times on the battlefield.

Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu. - Tom didn't need to look at the menu because he'd been to that restaurant many times before.

times
kez

O otobüs günde kaç kez çalışır? - How many times a day does that bus run?

Otobüs her gün kaç kez çalışır? - How many times does the bus run each day?

times
kat

Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür. - Australia is about twenty times larger than Japan.

A, B'nin 5 katı kadar uzundur. - A is 5 times as long as B.

times
zaman

Viking zamanında, Grönland bugünkünden daha yeşildi. - In Viking times Greenland was greener than today.

Seni gerçekten ilginç bulduğum zamanlar var. - There are times when I find you really interesting.

times
günler

Eski günlerdeki gibi sohbet etmek iyiydi. Bir ara yine konuşalım. - It was good chatting like old times. Let's talk again some time.

Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı. - The cottage reminded me of the happy times I had spent with her.

times
(Bilgisayar) istatistikler
times
(Bilgisayar) times
times
(Bilgisayar) defa dene
times
(Bilgisayar) kez dene

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu. - He tried several times, but failed.

Bunu birkaç kez denedim. - I tried that a couple of times.

times
çarpı

O, bir yıldırım tarafından üç kez çarpıldı. - He has been struck by lightning three times.

Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı. - Tom has been struck by lightning three times.

times
şimdiki zaman
times
devir

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

times
çağ

Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım? - How many times do I have to ask you to call me by my first name?

Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı. - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.

times
saat tut/ayarla
times
{e} kere, çarpı: Five times ten equals fifty. Beş kere on elli eder
English - English
times
plural of time

    Hyphenation

    plu·ral of time

    Turkish pronunciation

    plûrıl ıv taym

    Pronunciation

    /ˈplo͝orəl əv ˈtīm/ /ˈplʊrəl əv ˈtaɪm/
Favorites