Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
Tom'un sohbet odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var.
- Tom knows better than to give his real name in chat rooms.
Bizim dairemizin beş tane odası var.
- Our flat has five rooms.
İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
- I want to rent an apartment with two rooms.