Yerli konuşmacılarla konuşmak için çok fazla fırsatlarım olmuyor.
- I don't get very many opportunities to talk with native speakers.
O, fırsatlarını iyi kullanır.
- He makes the most of his opportunities.
İnsanın imkânları yalnızca hayal gücü ile sınırlıdır.
- The opportunities of man are limited only by his imagination.
Japonya'da istihdam imkanları kadınlar için erkekler için olduğundan önemli ölçüde düşüktür.
- In Japan, employment opportunities are significantly lower for women than they are for men.