Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
- The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
Size hiçbir garanti veremem.
- I can't give you any guarantees.
Güvenlik duvarı, internette güvenliğinizi garanti eder.
- A firewall guarantees your security on the internet.
Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
- The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.