Uzun süredir seni görmedim.
- I haven't seen you for ages.
Tom uzun süre çin dominosu oynamadı.
- Tom hasn't played mahjong in ages.
Seni son gördüğümden beri uzun zaman oldu.
- It's been ages since I saw you last.
Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.
- This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano.
İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.
- The ages of the two children put together was equivalent to that of their father.
Bir çocuk 13 ve 16 yaşları arasında hızla gelişir.
- A child develops rapidly between the ages of 13 and 16.