Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
- My father works for a factory.
Benim babam bir fabrikada çalışır.
- My father works in a factory.
Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim.
- I have seen neither of his works.
Onun en son çalışmaları geçici sergide.
- His latest works are on temporary display.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
- The painter produces many fine works of art.
Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
- We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
- He works for a plumbing company.
Dan treni bir bakım atölyesine sürdü.
- Dan drove the train to a maintenance workshop.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Birisi işleri baltaladı.
- Someone's put a spanner in the works.
O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor.
- Not only does she keep house, but she also works as a school teacher.
Öğretmenlik yapıyor ama aslında bir vampir.
- He works as a teacher, but actually he's a vampire.
Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.
- Tom works out in a gym near his house.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
İlacın nasıl işe yaradığını öğreneceğim.
- I will find out how the medicine works.