İki kere yedi on dörttür.
- Two times seven is fourteen.
Beş kere beş yirmi beştir.
- Five times five is twenty-five.
Tom defalarca Boston'da bulundu.
- Tom has been to Boston a number of times.
Savaş alanında defalarca kefeni yırttı.
- He cheated death many times on the battlefield.
Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- How many times does the bus run each day?
O otobüs günde kaç kez çalışır?
- How many times a day does that bus run?
A, B'nin 5 katı kadar uzundur.
- A is 5 times as long as B.
Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür.
- Australia is about twenty times larger than Japan.
Viking zamanında, Grönland bugünkünden daha yeşildi.
- In Viking times Greenland was greener than today.
O metotlarında zamanın gerisindedir.
- He's behind the times in his methods.
İyi günleri hatırlayalım.
- Let's remember the good times.
Eski günlerdeki gibi sohbet etmek iyiydi. Bir ara yine konuşalım.
- It was good chatting like old times. Let's talk again some time.
Bunu birkaç kez denedim.
- I tried that a couple of times.
Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu.
- He tried several times, but failed.
Beş çarpı iki ona eşittir.
- Five times two equals ten.
Dört çarpı beş yirmidir.
- Four times five is twenty.
Devir kötü. Güçlü olmaya çalış!
- Times are tough. Try to be strong!
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
- How many times do I have to ask you to call me by my first name?
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
- Salt was a rare and costly commodity in ancient times.