plural form of time

listen to the pronunciation of plural form of time
English - Turkish

Definition of plural form of time in English Turkish dictionary

times
kere

İki kere yedi on dörttür. - Two times seven is fourteen.

İki kere iki dört eder. - Two times two is four.

times
defa

Film yıldızı söylediği bütün düşüncesiz şeylerden dolayı hatasını kabul etmekte defalarca zorlandı. - The movie star ate crow many times because of all the thoughtless things she said.

Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu. - Tom didn't need to look at the menu because he'd been to that restaurant many times before.

times
kez

Otobüs her gün kaç kez çalışır? - How many times does the bus run each day?

O otobüs günde kaç kez çalışır? - How many times a day does that bus run?

times
kat

Işık dünyanın etrafında bir saniyenin 7.5 katı hızında seyahat eder. - Light travels around the earth seven and a half times a second.

A, B'nin 5 katı kadar uzundur. - A is 5 times as long as B.

times
zaman

Viking zamanında, Grönland bugünkünden daha yeşildi. - In Viking times Greenland was greener than today.

O metotlarında zamanın gerisindedir. - He's behind the times in his methods.

times
günler

Güzel günlerimiz oldu. - We did have some good times.

Sami şu an zor günler geçiriyor. - Sami is going through difficult times right now.

times
(Bilgisayar) istatistikler
times
(Bilgisayar) times
times
(Bilgisayar) defa dene
times
(Bilgisayar) kez dene

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu. - He tried several times, but failed.

Bunu birkaç kez denedim. - I tried that a couple of times.

times
çarpı

Dört çarpı beş yirmidir. - Four times five is twenty.

Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi. - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.

times
şimdiki zaman
times
devir

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

times
çağ

Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım? - How many times do I have to ask you to call me by my first name?

Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı. - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.

times
saat tut/ayarla
times
{e} kere, çarpı: Five times ten equals fifty. Beş kere on elli eder
English - English
times
plural of time
times
plural form of time

    Hyphenation

    plu·ral form of time

    Turkish pronunciation

    plûrıl fôrm ıv taym

    Pronunciation

    /ˈplo͝orəl ˈfôrm əv ˈtīm/ /ˈplʊrəl ˈfɔːrm əv ˈtaɪm/
Favorites