Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
- Regardless of what he does, he does it well.
O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
- He doesn't know who built those houses.
Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
- Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
- Does she speak English, French or German?