Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Çıkardığın giysileri dikkatlice yerine koy.
- Stow away carefully the clothes you removed.
Elbiselerim ıslandı bu yüzden onları çıkardım.
- My clothes get wet so I took off them.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
O, Japon giysilerin içinde daha iyi görünüyor.
- She looks better in Japanese clothes.
O her zaman koyu giysiler giyer.
- He always wears dark clothes.