Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
- Will you kindly let me have a look at it?
Lütfen kendi işine bak.
- Kindly mind your own business.
Kibarca bana şehri gezdirdi.
- She kindly showed me around the city.
Kız atına kibarca davrandı.
- The girl treated her horse kindly.
O nazikçe soruyu cevapladı.
- He kindly answered the question.
Benimle nazikçe konuştu.
- He spoke kindly with me.
Aceleciliği ve sabırsızlığı hoş karşılamam.
- I don't take kindly to pushiness or impatience.
Bizim öğretmenimiz hem sert hem de yumuşak huyludur.
- Our teacher is at once stern and kindly.