Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
- My immediate boss is tough to please.
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
Lütfen çok hızlı konuşma.
- Please don't speak so fast.
Lütfen beni otel güvenliğine götürün.
- Please get me hotel security.
Onu mutlu etmek oldukça zordur.
- He is rather hard to please.
Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
- Please don't smoke cigarettes no matter what.
Her presentation pleased the executives.
May I help you? —Please.
Oh, please, do we have to hear that again?.
Just do as you please.
Could you tell me the time, please?.