Piyano çalmada asla çok iyi değildim.
- I've never been very good at playing the piano.
Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
- Next month it'll be five years since he began playing the violin.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Bilgisayar oyunu oynuyorum.
- I am playing a browser game.
Onu her ziyaret edişinizde, onu video oyunları oynarken bulacaksınız.
- Whenever you visit him, you will find him playing video games.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
- I like playing tennis and golf.
O, tenis oynamaya düşkün.
- He is fond of playing tennis.
Kart oynayarak zaman öldürdük.
- We killed time by playing cards.
Tom'un oyun oynayarak ne kadar çok zaman harcadığına şaşırırdın.
- You'd be amazed how much time Tom spends playing games.
Gitar çalmak istiyorum.
- I want to play the guitar.
Gitar çalmak eğlencelidir.
- Playing the guitar is fun.
Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Please go to the playground to play.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
- It was fun playing in the park.
Bebek bazı oyuncaklar ile oynuyor.
- The baby is playing with some toys.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Piyes çok eglenceliydi; oraya gitmeliydin.
- The play was very amusing; you ought to have gone there.
Tatoeba ukalalar için ilgi çekici bir oyun alanıdır.
- Tatoeba is an interesting playing field for smartasses.
Hem Tom hem de onun karısı satranç oynamaktan zevk alırlar.
- Tom and his wife both enjoy playing chess.
Tom'un gerçekten hoşlandığı tek şey Mary ile satranç oynamak.
- One thing Tom really enjoys is playing chess with Mary.
Mahjong oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play mahjong?
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Videoyu oynatabilmeniz için yazılımınız güncel olmalı.
- Your software should be up-to-date to play the video.
DVD oynatıcılar, video kaset oynatıcıların yerini aldı.
- DVD players replaced videotape players.
Bir köpek yavrusu ile oynamak çok eğlenceli.
- It is great fun to play with a puppy.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
- It was fun playing in the park.
Satranç oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play chess?
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Tiyatro oyununu bilmiyorum, fakat yazarı iyi biliyorum.
- I don't know the theater play, but I know the author well.
Tom yeni tiyatroda bir oyun izledi.
- Tom saw a play in the new theater.
Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
- Sami's band was playing a show in Cairo.
Tom şakayla Mary'nin kolunu yumrukladı.
- Tom playfully punched Mary's arm.
Bugün 1 Nisan! Haydi şaka yapmaya!
- Today is April 1! Let's play some pranks!
Keman çalabilir misin?
- Can you play the violin?
Gitar çalmak benim hobim.
- My hobby is playing the guitar.
Olayların akışına göre hareket edelim.
- Let's play that by ear.
Tom her zaman kurallara göre hareket etmez.
- Tom doesn't always play by the rules.
Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
- Mary used her fork to play with the food on her plate.
Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.
- Most of the online users I play poker with have been newbies.
Once the No. 1 team football built an early 56-0 lead in the game against their weak opponents, the coach - wanting to spare the opponent further embarrassment, to keep his top players from being injured and sensing his own younger players needed experience - decided to give his reserves some well-deserved extended playing time.
Who's playing now?.
Her proper face / I not descerned in that darkesome shade, / But weend it was my loue, with whom he playd.
I've practiced the piano off and on, and I still can't play very well.
We had to play for an hour, so that meant that we didn't have time to play and joke around.
The rarity of male domination in fantasy play is readily explained.
Instead, they played dumb, remained silent, and did their classwork.
Too much play in a steering wheel may be dangerous.
You can play the DVD now.
No part of the brain plays the role of permanent memory.
My son thinks he can play music.
play games.
Can you play an instrument?.
... Little did I know I'd be playing with ...
... start playing it. [ Music ] ...