English - Turkish
Definition of plains are flat lands that have only small changes in elevation in English Turkish dictionary
- plain
- {s} yalın
Yalın bir İngilizce ile konuşma yaptı.
-He made a speech in plain English.
- plain
- vuzuh
- plain
- sadelik
- plain
- dürüst
- plain
- düz
O, düz mavi bir elbise giydi.
-She wore a plain blue dress.
Düz İngilizce ile yazmaya çalış.
-Try to write in plain English.
- plain
- kolay anlaşılır
- plain
- net
- plain
- vazıh
- plain
- (sıfat) sade, süssüz, yalın, düz, desensiz, gösterişsiz, çirkin, açık, net, dürüst, su katılmamış, engebesiz
- plain
- {s} çirkin
- plain
- {s} su katılmamış
- plain
- {s} süssüz
- plain
- {s} gösterişsiz
- plain
- (Tekstil) düz, desensiz
- plain
- düz yazı
- plain
- sadece
Ben sadece düz eski bir ofis çalışanıyım.
-I'm just a plain old office worker.
Sadece beyaz kağıt yeterli.
-Plain white paper will do.
- plain
- {i} düzlük
Nehir düzlükte menderesler çiziyor.
-The river meanders across the plain.
- plain
- plain dealing dürüstlük
- plain
- {s} düz: I want a plain rather than a patterned cloth. Desenli değil, düz bir kumaş istiyorum
Related Terms
English - English
Definition of plains are flat lands that have only small changes in elevation in English English dictionary
- plain
plains are flat lands that have only small changes in elevation
Hyphenation
plains are flat lands that have on·ly small changes in el·e·va·tionTurkish pronunciation
pleynz ır flät ländz dhıt häv ōnli smôl çeyncız în elıveyşınPronunciation
/ˈplānz ər ˈflat ˈlandz ᴛʜət ˈhav ˈōnlē ˈsmôl ˈʧānʤəz ən ˌeləˈvāsʜən/ /ˈpleɪnz ɜr ˈflæt ˈlændz ðət ˈhæv ˈoʊnliː ˈsmɔːl ˈʧeɪnʤəz ɪn ˌɛləˈveɪʃən/
Resimler
Favorites