Definition of plainly; clearly; manifestly; evidently in English Turkish dictionary
- apparently
- görünüşte
Tom görünüşte otuz yaşlarında yakışıklı bir adam.
-Tom is a handsome man, apparently in his thirties.
Tom kayıtları tahrif ettiği için görünüşte suçlu.
-Tom is apparently guilty of falsifying records.
- apparently
- belli ki
Belli ki Tom Mary'den hoşlanmıyor.
-Apparently, Tom doesn't like Mary.
Belli ki o adam bizi yanıltıyor.
-The man is apparently deceiving us.
- apparently
- görünürde
- apparently
- görünen o ki
Tom, görünen o ki çok ikna ediciydi.
-Tom was apparently very convincing.
- apparently
- anlaşıldığı kadar
- apparently
- görünüşe bakılırsa
Görünüşe bakılırsa Tom henüz kirasını ödemedi.
-Tom has apparently not yet paid his rent.
Ben Tom'un Mary'ye ödediğini düşündüm ama görünüşe bakılırsa ben yanlışmışım.
-I thought Tom had paid Mary, but apparently I was wrong.
- apparently
- görünür bir şekilde
- apparently
- görünüşe göre
Tom, görünüşe göre yapacağını söylediği şeyi yapmadı.
-Tom apparently didn't do what he said he would do.
Tom görünüşe göre geçen kış Boston'daydı.
-Tom was apparently in Boston last winter.
- apparently
- anlaşılan
Anlaşılan, onu yapan kişi Tom.
-Apparently, Tom is the one who did that.
Anlaşılan o eski püskü daire boş.
-Apparently that shabby flat is vacant.
Related Terms
Definition of plainly; clearly; manifestly; evidently in English English dictionary
- apparently