place under attack with one's own pieces, of two enemy pieces

listen to the pronunciation of place under attack with one's own pieces, of two enemy pieces
English - Turkish

Definition of place under attack with one's own pieces, of two enemy pieces in English Turkish dictionary

fork
{i} çatal

Yolun sağ çatalına gittim. - I took the right fork of the road.

Bir çatal alabilir miyiz? - Could we have a fork?

fork
(Biyokimya) çatallanma
fork
bahçıvan beli
fork
kollara ayrılmak
fork
apış
fork
çatallaşmak
fork
yaba
fork
{f} ikiye böl
fork
fork lift çatallı kaldı
fork
(fiil) çatalla kaldırmak, bellemek, çatal biçimi vermek, çatallaşmak, ayrılmak
fork
{f} çatal biçimi vermek
fork
{f} ayrılmak
fork
(Tıp) n.Çatal dişi şeklinde sivri uzantılara sahip herhangi bir alet
fork
{i} çatallı bel
fork
(Askeri) DAR ÇATAL: Topçuda, orta vuruş noktasını, uzunluğuna dört ihtimali sapma kadar hareket ettirmek için nişangahta milyem olarak yapılması gereken yükseliş düzeltmesi
fork
{i} bahç. bel
fork
yerden bitmek çatal şekli vermek
fork
{f} bahç. bellemek
English - English
fork