place so as to overlap; "imbricate the roof tiles"

listen to the pronunciation of place so as to overlap; "imbricate the roof tiles"
English - Turkish

Definition of place so as to overlap; "imbricate the roof tiles" in English Turkish dictionary

so as to
-mek için: He did this so as to prevent theft. Bunu, hırsızlığı önlemek için yaptı
so as to
-mek amacıyla
so as to
-ecek bir şekilde
so as to
-mek için
so as to
için

İşitebilmek için önde oturdu. - He sat in the front so as to be able to hear.

Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık. - We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.

so as to
-cek biçimde
So as to
-mak için
so as to
1. -mek için: He did that so as to annoy me. Beni kızdırmak için yaptı. 2. -ecek bir şekilde: He coughed so as to attract Selmin´s attention. Selmin´in dikkatini çekecek bir şekilde öksürdü
so as to
ecek şekilde
so as to
mak için
place so as to overlap; "imbricate the roof tiles"
Favorites