Turkish - English
Definition of pirinççi in Turkish English dictionary
- brass smith
- pirinç
- rice
I usually eat rice with chopsticks.
-Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.
Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
-Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- pirinç
- brass
Gold is similar in color to brass.
-Altın renk olarak pirinç madenine benzer.
Brass is an alloy of copper and zinc.
-Pirinç, bakır ve çinkodan oluşan bir alaşımdır.
- pirinç
- chip
- pirinç
- expand
- pirinç
- rice plant
- pirinç
- paddy
- pirinç
- the rice
- pirinç
- rice of
- pirinç
- the rice plant
- pirinç
- brazen
- pirinç
- rice (in the form of uncooked grains)
- pirinç
- bell metal
- pirinç
- (Tabiat Doğa) (mineral, maden) [syn.: pirinç, sarı bakır] brass
- pirinç
- yellow metal
- pirinç
- uncooked rice
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of pirinççi in Turkish Turkish dictionary
- Pirinç
- düğü
- Pirinç
- (Osmanlı Dönemi) RÜZZ
- Pirinç
- dügü
- Pirinç
- erz
- pirinç
- Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)
- pirinç
- Bakıra çinko katılarak elde edilen sarı renkte bir alaşım
- pirinç
- Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki
- pirinç
- Bakıra çinko katılarak elde edilen sarı renkteki alaşımların genel ismi
- pirinç
- Bu bitkinin besin olarak kullanılan tanesi
- pirinç
- Bu alaşımdan yapılmış
- pirinç
- Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa): "Oradaki uçsuz bucaksız pirinç bataklıklarının sahibidir."- R. N. Güntekin