Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

piece, part, fraction; segment; sliver

listen to the pronunciation of piece, part, fraction; segment; sliver
English - Turkish

Definition of piece, part, fraction; segment; sliver in English Turkish dictionary

fragment
{i} fragman
fragment
{i} kısım
fragment
(Tıp) parçacık
fragment
(Bilgisayar) bölümlenme
fragment
küçük parça
fragment
parçalara ayrılmak
fragment
bölük börçük olmak
fragment
{f} parçala

Sabit disk parçalanmış gibi görünüyor. - It looks like your hard disk is fragmented.

O, kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirmeye çalıştı. - He tried to put the fragments of a broken vase together.

fragment
parçalanmak
fragment
kırıntı
fragment
{i} parça

Sabit disk parçalanmış gibi görünüyor. - It looks like your hard disk is fragmented.

Irak'ın Amerikan istilası ülkeyi harap, parçalanmış ve beş parasız bıraktı. - The American invasion of Iraq left the country devastated, fragmented and broke.

fragment
(Tıp) Kırılmış parça, fragman
fragment
Parçalamak
fragment
{i} bölüm

İki bölümü birlikte eklemek zordur. - It's hard to splice the two fragments together.

fragment
(Askeri) PARÇA: Genel olarak infilak maddelerinin tesiriyle, bir mermi veya el bombası gibi, büyük bir cisimden kopan küçük parça. Ayrıca bakınız: "fragmentation"
fragment
parçalara böl
fragment
{i} kırık parça, kırık
English - English
{i} fragment
piece, part, fraction; segment; sliver
Favorites