Çok seçici olma. Denizde o kadar çok balık yok.
- Don't be too picky. There aren't that many fish in the sea.
Çok seçici davranıyorsun.
- You're being too picky.
Sanırım herkes benim biraz çok fazla titiz olduğumu düşünüyor.
- I suppose everyone thinks I'm being a little too picky.
Kocanız titiz bir yiyici midir?
- Is your husband a picky eater?
I am very picky about the way my kitchen works.
And who knows, I might do a few pickies of you - fully clothed, needless to say.