pi̇ş

listen to the pronunciation of pi̇ş
Turkish - English

Definition of pi̇ş in Turkish English dictionary

piş
cooked

Mother has not cooked dinner yet. - Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.

His wife being out, he cooked dinner for himself. - Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.

armut piş, ağzıma düş
(Konuşma Dili) He expects things to fall into his lap without doing anything about it himself
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) f. Huzur, ön, ileri taraf
PES Ü PİŞ
(Osmanlı Dönemi) Arka ve ön