Turkish - English
Definition of pişkin pişkin in Turkish English dictionary
- pişkin
- old
- pişkin
- worldly
- pişkin
- hard-bitten
- pişkin
- hard boiled
- pişkin
- pushing
- pişkin
- brazen, indifferent to criticism
- pişkin
- experienced, (someone) who's been around; accustomed to, used to
- pişkin
- well-cooked, well-done; experienced, hardened, worldly-wise; brazen, brazen-faced
- pişkin
- conscience proof
- pişkin
- (a food) which cooks quickly
- pişkin
- brazenfaced
- pişkin
- hard nosed
- pişkin
- cagy
- pişkin
- sophisticated
- pişkin
- ripe
- pişkin
- worldly-wise
- pişkin
- well-cooked, well-done
- pişkin
- pushful
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of pişkin pişkin in Turkish Turkish dictionary
- pişkin
- Gereğince pişmiş
- pişkin
- Gereğince pişmiş. Çabuk pişen, pişeğen, pişek
- pişkin
- Saygısızca davranarak işini yürüten
- pişkin
- Girgin: "Vasıf'ı hem arkadaş canlısı bir insan, hem de gayet pişkin bir politikacı olarak tanıyordum."- Y. K. Karaosmanoğlu
- pişkin
- Tecrübesi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun
- pişkin
- Girgin
- pişkin
- Saygısızca davranarak işini yürüten: "Hiç istifini bozmayan bir pek pişkin hırsız hâli buldum."- S. F. Abasıyanık
- pişkin
- Çabuk pişen, pişeğen, pişek
- pişkin
- Deneyimi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun: "Onların çoğu şimdi, yaşını başını almış, akıllı uslu, pişkin adamlardır."- R. N. Güntekin
Related Terms
pişkin pişkin
Hyphenation
piş·kin piş·kinPronunciation
Resimler
History
Favorites