physical substance; that which has mass; trouble or difficulty

listen to the pronunciation of physical substance; that which has mass; trouble or difficulty
English - Turkish

Definition of physical substance; that which has mass; trouble or difficulty in English Turkish dictionary

matter
{f} önemli olmak
matter
{i} cisim
matter
mesele

Meselenin püf noktası odur. - That's the crux of the matter.

Meselenin önemini ona iyice anlatmalısın. - You must bring home to him the importance of the matter.

matter
madde

Radyoaktif maddeler tehlikelidir. - Radioactive matter is dangerous.

Madde sıcaklığa göre hal değiştirir. - Matter changes its form according to temperature.

matter
{i} öz

Konu hakkında seninle özel olarak konuşabilir miyim? - May I talk with you in private about the matter?

Tom konu hakkında Mary ile özel görüştü. - Tom spoke to Mary in private about the matter.

matter
{i} iltihap
matter
{i} mesele, sorun; konu, iş; durum
matter
yazılı belge
matter
önemi olmak
matter
irinlenmek
matter
iltihaplanmak
matter
{f} önemi olmak, önem taşımak, farketmek
matter
içerik
matter
farket(mek)
matter
madde,v.farket: n.konu
matter
müsvedde
matter
aksilik
English - English
matter
physical substance; that which has mass; trouble or difficulty
Favorites