physical examination

listen to the pronunciation of physical examination
English - Turkish
(Askeri) genel sağlık muayenesi
çekap
(Askeri) GENEL SAĞLIK MUAYENESİ: Bir şahsın fiziki durumu hakkında bir karara varmak için yapılan akli ve bedeni muayene. Bu muayenenin şu şekilleri vardır: a. Nihai sağlık muayenesi (final type examination); teferruatlı müşahade; göğüs radyografisi, frengi için serolojik muayene, idrar tahlili (mikroskopik muayene dahil), gerekli diğer testler ve kadınlar için ürejenital muayeneyi içine alan tam bir fiziki ve miropsikiyatrik muayeneden ibarettir; b. İhzari sağlık muayenesi (periliminary physical examination), bir şahsın fiziki durumu ile ilgili peşin bilgi verme için yapılan muayenedir. Bir şahsın fiziki durumunun, bir ihzari sağlık muayenesine dayanılarak onaylanması muteber değildir. c. Fiziki bir elem muayenesi (screening exemination), vücutta şüphelenilen veya anormal ya da arızalı bulunan herhangi bir sistemin kısaca bir müşahadesi ve fiziki muayenesiyle gerekli görülen röntgen ve diğer laboratuar incelemelerini içine alır. Buna kısaca (screening) de denir. d. Tamamlayıcı sağlık muayenesi (supplemental physical examination), nihai muayenesi yapılmış herhangi bir kısmın yeniden muayenesinden, özel testlerden veya belirli bir vücut sisteminin özel bir muayeneden geçirilmesinden ibarettir. Bu muayene; lüzum görülünce ve genel olarak, herhangi bir branşa mensup bir uzman tabip veya operatör tarafından yapılır. Bak. "screening"
sağlık kontrolü
muayene

Doktor, hasta için tam bir fizik muayene talimatı verdi. - The doctor ordered a full physical examination for the patient.

Ben yılda bir kez fizik muayene olurum. - I get a physical examination once a year.

fizik muayene
sağlık muayenesi
exploration
keşif

İmparatorluğun ve keşif gezisinin buluştuğu bu yerde, ortaya koyduğumuz her gizem için çok daha fazlasının söylenmeden kalması gerekir. - In this place where empire and exploration meet, for every mystery we reveal, far more must remain unspoken.

Şiir, bir keşif, bir vahiy ve diyalog için bir davettir. - Poetry is an exploration, a revelation, and an invitation for dialogue.

physical
bedensel

Jim bedensel çalışmadan korkuyordu. - Jim was afraid of physical labor.

Tekerlekli sandalye bedensel engelli insanlara daha fazla hareket özgürlüğü verir. - Wheelchairs give people with physical disabilities more mobility.

physical
(Tıp) Tabiat bilgisine (fiziğe) ait, fiziki
physical
(Askeri) BEDENİ NİTELİK: (Aşağıda ismi, rütbesi, sicil veya askerlik numarası yazılı şahsın genel muayenesi ve varsa askerli hizmetine engel bedeni arızası hakkında bilgi verilmesi) anlamına kullanılan bir kısaltma. (Request report physical examination and any physical defects which disqualify from performing military service of following individual (s); name, grade, service, number)
physical
{s} mevcut

Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı. - The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.

physical
maddeye ait
physical
(Tıp) fizikal
physical
doğal
physical
{s} fiziksel

Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür. - Women are physically weaker than men.

Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir. - Physical changes are directly related to aging.

exploration
(Tıp) eksplorasyon
exploration
araştırma

Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır. - From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration.

exploration
{i} (bir konuyu) araştırma, inceleme
exploration
(Tıp) Keşif, araştırma, açınsama
exploration
{i} arama
exploration
{i} (keşifte bulunmak amacıyla) (bir bölgeyi) dolaşma
physical
{s} fiziki
physical
{i} sağlık kontrolü

Tom yılda bir kez sağlık kontrolü yaptırır. - Tom gets a physical once a year.

Ben bir sağlık kontrolü yaptırdım. - I had a physical checkup.

preliminary physical examination
(Askeri) İHZARİ SAĞLIK MUAYENESİ: Bak "physical examination"
screening physical examination
(Askeri) sıhhi eleme muayenesi
screening physical examination
(Askeri) ELEME MUAYENESİ: İnsan vücudunun anormal veya arızalı olmasından şüphe edilen kısımlarının kısa bir müşahede, genel sıhhi muayene ve gerekli röntgen ve diğer laboratuar incelemelerini tatbik suretiyle muayenesi. Buna kısaca (screening) de denir
supplemental physical examination
(Askeri) TAMAMLAYICI SIHHİ MUAYENE: Nihai muayenesi yapılmış herhangi bir uzay aracı veya cihazın yeniden muayenesini ve özel testleri ihtiva eden tamamlayıcı muayene. Bu muayene icap ettiği taktirde tatbik edilir ve genel olarak bir branşın mütehassısı tarafından yapılır. Ayrıca bakınız: "physical examination"
English - English
The examination of the patient's body with the use of such methods as inspection, palpation, percussion and auscultation
The Fund reserves the right to examine at its own expense and as often as necessary, any person whose injury or sickness is the basis of a claim and, in the case of any death claim, to have an autopsy made
(Medicine) clinical examination, process in which a doctor examines a patient's body looking for signs of disease
Investigation into a patient's health status by observing, feeling, and measuring observable characteristics
A medical examination to determine the condition of a person's health or physical fitness, especially for a specified activity or service
In life and health insurance, an examination given by a doctor for the underwriting of an insurance policy (See also: medical examination )
physical
exploration
clinical examination
physical examination
Favorites