pharmacist; device that dispenses

listen to the pronunciation of pharmacist; device that dispenses
English - Turkish

Definition of pharmacist; device that dispenses in English Turkish dictionary

dispenser
dağıtan kimse
dispenser
dağıtma aracı
dispenser
dağıtıcı

Bu buzdolabının entegre buz ve su dağıtıcısı vardır. - This refrigerator has an integrated ice and water dispenser.

dispenser
reçete hazırlayan kimse
dispenser
(Tıp) İlacı, reçetedeki tarife göre hazırlayan kişi
dispenser
{i} eczacı
dispenser
{i} dağıtıcı âlet
dispenser
{i} dağıtma aracı/makinesi
dispenser
(Askeri) TEVZİ EDEN, DAĞITICI: Hava silahlarında, tali cephaneyi boşaltmak ve taşımak için kullanılan bir araç veya muhafaza
English - English
{i} dispenser
pharmacist; device that dispenses
Favorites