O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
- She is backward in expressing her opinion.
O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
- The backwardness of that country is well known.
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Tom geriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step backward.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.