pertaining to a sudden and violent outbreak

listen to the pronunciation of pertaining to a sudden and violent outbreak
English - Turkish

Definition of pertaining to a sudden and violent outbreak in English Turkish dictionary

explosive
patlayıcı

Onların patlayıcıları var. - They've got explosives.

Tom köprünün ortasına yakın üç patlayıcı bıraktı. - Tom planted some explosives near the middle of the bridge.

explosive
patlayarak
explosive
(Askeri) tahrip maddesi
explosive
(Askeri) tahrip cephanesi
explosive
(Askeri) İNFİLAK MADDESİ, PATLAYICI MADDE, TAHRİP MADDESİ, TAHRİP CEPHANESİ: Hararet, sadme, sürtünme veya diğer bir tesire maruz kaldığı zaman, süratle kimyasal bir değişmeye tabi olarak, tamamen veya kısmen, eski durumdan çok daha hacimli ve müstekar gazlar meydana getiren madde. İnfilak maddeleri, kimyasal değişme hızına göre, (high explosive) ve (heavy explosive) olmak üzere ikiye ayrılır
explosive
infilak maddesi
explosive
high explosive yüksek patlamalı madde
explosive
{i} patlayıcı madde

Patlayıcı madde imha ünitesi patlamamış bombayı güvenli bir şekilde imha etti. - The explosive ordnance disposal unit safely disposed of the unexploded bomb.

explosive
{s} patlamaya ait
explosive
{s} tartışmalı
explosive
{s} çileden çıkaran
explosive
{s} hakkında şiddetli tartışmalar yapılan (konu), şiddetli tartışmalara yol açabilen (konu)
explosive
(isim) patlayıcı madde
explosive
{s} patlamaya hazır
explosive
explosively patlayarak
English - English
explosive
pertaining to a sudden and violent outbreak

    Hyphenation

    pertaining to a sud·den and vi·o·lent out·break

    Turkish pronunciation

    pırteynîng tı ı sʌdın ınd vaylınt autbreyk

    Pronunciation

    /pərˈtānəɴɢ tə ə ˈsədən ənd ˈvīlənt ˈoutˌbrāk/ /pɜrˈteɪnɪŋ tə ə ˈsʌdən ənd ˈvaɪlənt ˈaʊtˌbreɪk/
Favorites