Ağabeyim felsefesi üzerine bir otoritedir.
- My elder brother is an authority on philosophy.
Erkek kardeşim felsefe üzerine bir otoritedir.
- My brother's an authority on philosophy.
Onun hem yetkisi hem de yeteneği var.
- He has got both authority and ability.
Onları kovma yetkisini bana verdi.
- He gave me authority to fire them.
O, alanında bir uzmandır.
- He's an authority in his field.
Tom, alanında bir uzmandır.
- Tom is an authority in his field.
Tom konu hakkında bir otorite.
- Tom is an authority on the subject.