Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

personal property; wealth

listen to the pronunciation of personal property; wealth
English - Turkish

Definition of personal property; wealth in English Turkish dictionary

possessions
dünya nimeti
possessions
dünya malı

Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa dünya malından vazgeçmek daha iyi. - Better to give up possessions than to live in discontent with others.

possessions
var

Sami bütün varlıklarını geride bıraktı. - Sami left all of his possessions behind.

possessions
mal mülk
possessions
servet

Bütün servetimi bağışlayacağım. - I'm going to give all my possessions away.

O, bütün servetini kaybetti. - He lost all his possessions.

possessions
sömürge/mal
possessions
{i} mülk
possessions
{i} mal

Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa dünya malından vazgeçmek daha iyi. - Better to give up possessions than to live in discontent with others.

Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir. - Happiness isn't merely having many possessions.

possessions
{i} varlık

Sami bütün varlıklarını geride bıraktı. - Sami left all of his possessions behind.

English - English
{i} possessions
personal property; wealth
Favorites