person or thing that sends; transmitter

listen to the pronunciation of person or thing that sends; transmitter
English - Turkish

Definition of person or thing that sends; transmitter in English Turkish dictionary

sender
{i} gönderen

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

Ne garip bir mesaj! Herhangi bir gönderen veya alıcı da yok. - What a strange message! There is no sender and no recipients either.

sender
(Ticaret) nakliyeci
sender
(Ticaret) mürsil
sender
(Bilgisayar) göndereni
sender
verici
sender
{i} gönderici

Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

sender
yollayıcı
English - English
{i} sender
person or thing that sends; transmitter
Favorites