Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.
- Drugs can cause both dependency and tolerance.
Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.
- I have no tolerance of cowards.
Barış, tolerans olmadan var olamaz.
- Peace cannot exist without tolerance.
Tom'un düşük bir düş kırıklığı toleransı vardır.
- Tom has a low frustration tolerance.