Definition of perdeli in Turkish English dictionary
- webbed (foot of a bird)
- (Konuşma Dili) (eye) which has a cataract on it
- (kuş ayağı) webbed
- fretted (stringed instrument)
- webbed
- curtained
- valance
- perde
- curtain
Mother chose this curtain.
- Annem bu perdeyi seçti.
The curtains were all open.
- Perdelerin hepsi açıktı.
- perdeli ayak
- webfoot
- perdeli ayak
- webbed foot
- perde
- {i} episode
- perde
- mus. pitch
- perde
- {i} key
It'll be difficult for me to sing this song in that key.
- O perdede bu şarkıyı söylemek benim için zor olacak.
I can't sing this song in that key.
- Bu şarkıyı o perdede söyleyemem.
- perde
- shutter
Close the shutters and draw the curtains. There must be as little light as possible.
- Kepenkleri kapatın ve perdeleri çekin. Mümkün olduğu kadar az ışık olmalıdır.
- perde
- (Tiyatro) incident
- perde
- drapes
How beautiful my sewn drapes are.
- Dikili perdelerim ne kadar güzel.
Tom pulled back the drapes.
- Tom perdeleri geri çekti.
- perde
- (Askeri) bulkhead
- perde
- cover
There was a curtain which was covering the door.
- Kapıyı örten bir perde vardı.
- perde
- fret
Tom asked me to help Mary put new frets on her guitar.
- Tom, Mary'nin gitarında yeni perdeler koymasına yardım etmemi istedi.
- perde
- act
I didn't care for the third act of the play.
- Oyunun üçüncü perdesinden hoşlanmadım.
The actor came out from behind the curtain.
- Aktör perdenin arkasından çıktı.
- perde
- (İnşaat) window curtain
- perde
- doek
- perde
- (Askeri,Havacılık) baffle
- perde
- screen; veil
- perde
- screen
- perde
- lambrequin
- perde
- damper
- perde
- tone
- perde
- sheeting
- perde
- blind
- perde
- theater curtain
- perde
- pitch
He listened to my pitch, so he must be interested.
- O benim perdemi dinledi, bu yüzden o ilgileniyor olmalı.
- perde
- etc
- perde
- mus. fret (of a stringed instrument)
- alçak perdeli
- bass
- aynı perdeli
- unison
- perde
- movie screen, screen
- perde
- cloak; act
- perde
- any of the ridges of wood or metal on a fingerboard of a guitar
- perde
- webbed
- perde
- curtain; screen; act; pitch; cataract; partition
- perde
- (ses) pitch
- perde
- curtain hung at a window
- perde
- lute
- perde
- web, webbing (between the toes of some birds)
- perde
- curtain, drape, drapery
- perde
- episode; (Music) key
- perde
- theat. (an) act (of a play)
- perde
- section of a play or opera
- perde
- (sahne) drop
- perde
- tone; fret
- perde
- (Konuşma Dili) cataract (in the eye)
- perde
- on the stage of a theater
- perde
- (ayakta) web
- perde
- {i} cloak
- perde
- shade
- perde
- {i} drapery
- perde
- pall
- perde
- reredos
- perde
- {i} cataract
- perde
- (Tekstil) drape
How beautiful my sewn drapes are.
- Dikili perdelerim ne kadar güzel.
Mary will buy satin material for her new drapes.
- Mary yeni perdeleri için saten malzeme alacak.
- yüksek perdeli
- high toned
- yüksek perdeli ses
- high-pitched voice