Turkish - English
Definition of perakende in Turkish English dictionary
- retail
Marks & Spencers is a well-known British retailer.
-Marks & Spencers tanınmış bir İngiliz perakendecidir.
What's the retail price of eggs?
-Yumurtaların perakende fiyatı nedir?
- by retail
- retail (price, goods, selling)
- retail, at retail
- at retail
- perakende satış
- retail
This software package has a suggested retail price of $99.
-Bu yazılım paketinin tavsiye edilen perakende satış fiyatı 99 dolardır.
- perakende olarak
- retail
- perakende satmak
- retail
- perakende fiyat endeksi
- (Ticaret) consumer price index
- perakende mağazacılık
- retailing
- perakende satmak
- (Ticaret) sell retail
- perakende satıcı
- (Ticaret) retailer
- perakende satış faaliyetleri
- (Ticaret) retailing
- perakende seyahat acentası
- (Ticaret) retail travel agent
- perakende stok
- (Askeri) retail stock
- perakende zinciri
- (Ticaret) retail chain
- perakende ambalaj
- (Gıda) retail package
- perakende bankacılık işi
- (Ticaret) retail banking business
- perakende depolama yeri
- (Askeri) retail bin area
- perakende fiyat farkı
- markup
- perakende fiyat indeksi
- (Ticaret) consumer's price index
- perakende fiyatı
- retail price
- perakende hizmet düzeltme faktörü
- (Askeri) fatigue correction factor
- perakende iş yapmak
- (Ticaret) do retail business
- perakende kumaşçı
- (Ticaret) retail clother
- perakende mal trafiği
- (Ticaret) retail traffic
- perakende maliyet
- (Ticaret) retail cost
- perakende mağaza zinciri
- (Ticaret) retail store chain
- perakende muhasebesi
- (Ticaret) retail accounting
- perakende müşterisi
- retail client
- perakende nakliyat partisi
- (Askeri) less-than-carload lot
- perakende para
- (Ticaret) retail money
- perakende piyasa
- (Ticaret) retail market
- perakende satmak
- to retail
- perakende satıcılar
- (Ticaret) retail outlets
- perakende satılmak
- retail
- perakende satın almak
- (Ticaret) buy retail
- perakende satın almak
- buy something retail
- perakende satın almak
- to buy sth retail
- perakende satış
- retail trade
- perakende satış
- resale
- perakende satış
- (Ticaret) sale at retail
- perakende satış
- (Otomotiv) parts retail
- perakende satış
- (Ticaret) retailing price
- perakende satış fiyatı
- resale price
- perakende satış kredisi
- (Ticaret) retail credit
- perakende satış mağazalar
- (Ticaret) retail stores
- perakende seviye
- (Telekom) retail level
- perakende usulü
- (Ticaret) retail method
- perakende yenile
- (Bilgisayar) retail renew
- perakende yenileme
- (Bilgisayar) retail renewal
- perakende yöntemi
- (Ticaret) retail method
- evde perakende satış
- (Ticaret) in-home retailing
- toptan ve perakende satış
- wholesale and retail sale
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of perakende in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) f. Dağınık. Dağıtma
- (Osmanlı Dönemi) Azar azar yayılan veya satılan
- Bu biçimde alınan veya satılan
- Düzenli olmayan, ayrı ayrı, dağınık, perişan
- Düzenli olmayan, ayrı ayrı, dağınık, perişan: "Geçen gün İzmir sokaklarında perakende bir askere tesadüf etmişler."- F. R. Atay
- Malların teker teker veya birkaç parça durumunda azar azar satılmasına dayanan (satış biçimi), toptan karşıtı
perakende
Hyphenation
pe·ra·ken·dePronunciation
Resimler
History
Favorites